Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ortak Noktamız: Yeşil

Giderek artan çevre problemleri ile dengesi bozulan doğa bizlerin ve gelecek nesillerin hayatlarını olumsuz etkiliyor/etkileyecek. Bunu önlemek adına bireysel olarak alabilceğimiz önlemler olduğu gibi birçok şirket bugün çevre bilinci kazanmış durumda. Bu duyarlılık ile çalışma ortamında ve iş süreçlerinde düzenlemeler yapılıyor. Bu çalışmalar günümüzde yeni bir kavram ortaya çıkardı. “Yeşil Organizasyon”. Yeşil Organizasyonlar, çevresel sorumluluk duygusu ile faaliyette bulunan örgütleri ifade eder. Faaliyetlerinde; su, hava ve toprakla ilgili çevresel zararları ve bunların yanı sıra atık, gürültü ve eko-sistemi dikkate alan ve çevreye zarar verebilecek atıkları minimize etmeyi amaçlayan örgüt anlamına geliyor. Yeşil organizasyonların hedefi; işletme amaçlarında, fonksiyonlarında, organizasyon yapısında ve üretim süreçlerinde çevreyi ön plana alacak şekilde faaliyetlerini düzenlenmek. Bunu da ISO 14000 Çevre Yönetim Sistemi Standartları ile belgeliyorlar. Binaların inşasın...

Ikigai Nedir?

İkigai, 'var olma sebebi' anlamına geliyor. Japonca “iki”; yaşam, hayat anlamına gelirken, “gai”; etki, sebep, yarar anlamına geliyor. Bu iki küçük kelimenin birleşiminden ortaya “yaşama sebebi” anlamı çıkıyor. Yaşama sebebi olarak çevirisi yapılan ikigai kelimesini Japonlar “sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran şey” olarak tanımlıyor. Aslında hepsi aynı noktada birleşiyor; yaşam enerjimizi nerden alıyoruz? Hepimizin kendimize sormamız gereken bir soru bu “Uyandığımda beni yataktan çıkaran şey ne?” Uğraşmaktan zevk aldığınız bir hobi, işiniz, aileniz, para, birilerine yardım etme ihtiyacı, herhangi bir şey. Bu felsefede önemli olan sebebinizi bularak aynı zamanda kendinizi de bulabilmeniz. “Biz kendi kendimize nereden bulacağız sebebimizi?” diyecek olursanız kendinize sorabileceğiniz birkaç basit soru var; “En çok neyden zevk alıyorum, neyi seviyorum?”, “En iyi olduğum konu ne?” “Dünyanın neye ihtiyacı var ve inandığım şeyler ne?”, “Ne yaparak para  kazanıyorum/k...

“Arbejdsglæde” Nedir, Nasıl Elde Edilir?

Danimarka için iş yerinde mutlu olmak benimsenmiş bir durum olmasının yanı sıra “arbejdsglæde” kelimesi ile bunu tanımlamışlar. “İş” anlamına gelen arbejde ve “mutluluk” manasındaki glæde kelimelerinin birleşimi olan arbejdsglæde “iş yerinde mutluluk” demek. Bu bir tesadüf değil tabi. Danimarkalılar için iş yerinde mutluluk genel geçer bir kavram iken bizde durum nasıl? Sabah kalktınız, yeni bir güne başladınız. İş yerine geldiğinizde, bir önceki günden yarım kalan dosyalar, çalmaya başlayan telefonlar ve yetiştirmeniz gereken acil projeler sizi bir girdaba soktu. Günler böyle akıp gidiyor, her ne kadar işinizi çok sevseniz de aldığınız zevk ve tatmin giderek azalıyor. Bu rutin döngüden kurtulmak ve günü Danimarkalılar kadar mutlu geçirebilmek için ne yapmalı?  Bilim insanları mutluluğun bir seçim olduğunda hemfikir. Günümüzün önemli bir kısmını işte geçirdiğimizi düşünürsek, bu zamanı verimli ve pozitif geçirmek oldukça önemli. Negatif enerji yayan insanlardan uzaklaşmak, kö...

Gıda İsrafına Dijital Çözüm

Ülkemizde meyve ve sebzenin %28’i, henüz mutfağa gelmeden israf oluyor. Her yıl 214 milyar TL’lik gıdayı çöpe atıyoruz. Dünya genelinde ise yaklaşık 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor ve bu durum 3,3 milyar ton karbondioksitin  yayılmasına neden olarak küresel ısınmayı hızlandırıyor. Derlediğimiz bilgiler, gıda sektöründe depolama ve dağıtım aşamasında yaşanan israfın, tüketim aşamasında yaşanan israftan çok daha fazla olduğunu ortaya koydu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, hane halkı tüketim harcamalarında %19,7’lik pay ile konut giderlerinin ardından en büyük ikinci gider kalemi olan gıdada yaşanan israfın ülke ekonomisine faturası yıllık 214 milyar TL. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) raporuna göre ise yalnızca geçen yıl üretilen 60 milyon ton bitkisel ürünün 9,5 milyon tonu tüketiciye ulaşmadan heba oldu. Dünya genelinde ise yaklaşık 1,3 milyar ton gıda her yıl israf oluyor. Nihai tüketicilerin tüketim alışkanlıklarını değiştirmesi israf...

Android Management API Nedir?

EMM ve MDM Farkı Google’ın üzerinde çalıştığı ve henüz beta sürümünde olan EMM (Enterprise Mobility Management) çözümüdür. Her ne kadar birbiri ile karıştırılsa da mobil cihazlarda daha sıklıkla duyduğumuz MDM (Mobile Device Management) EMM’in bir alt dalı olarak görülmektedir. Her MDM bir EMM’dir ancak her EMM, MDM olamaz. EMM’i MDM’den ayıran en önemli özellik, cloud-based olması ve datayı doğrudan ilksel olarak cihazda saklamayı benimsemeyip uzak sunucu ya da cloud based bir çözüm içerisinde saklanmasıdır. EMM çözümlerinin yanında çok yönlü, cihazı her yönden kontrol etmeyi sağlayan mobil uygulamaların da sunulması bu iki kavramın karıştırılmasında rol oynamaktadır. Device Policy Controller Sunulan bu uygulamalar (DPC) Device Policy Controller app olarak isimlendirilmektedir. Bu uygulamalar kullanılacak EMM çözümüne özgü olarak geliştirilmektedir. Temel olarak DPC uygulaması bir agent gibi çalışır ve arkaplanda doğrudan iletişim kurduğu bir yönetim paneli bulunmaktadır. ...

Dünya Yazılımcılar Günü Kutlu Olsun!

Bugün yılın tam 256. günündeyiz. Bu da bizim için demek oluyor ki bugün özel bir gün... Çünkü yaklaşık 10 yıldır bugün dünyada Yazılımcılar Günü olarak kutlanıyor. O zaman hadi biraz yazılımdan, bugünün tarihinden bahsedelim. Geçmişi 1800’lere dayanan kodlamanın, bilgisayar teknolojilerinin ilerlemesi ile paralellik göstermesi hiçbirimiz için sürpriz değil. Hikaye, 1822-1842 yılları arasında, Cambridge Üniversitesi matematikçilerinden Charles Babbage’in iki makina geliştirmesi ve bu makinaların teknoloji yetersizliği nedeni ile çalışmamasıyla başlıyor ve bugünkü bilgisayarların atalarından biri olarak kabul ediliyor (Tabii Çinlilerin Abaküs’ü icadına kadar da geriye gidebilir ama biz daha yakın tarihten bahsedelim). Babbage ve Asistanı Ada Lovelace’ın bu makinalardan Analytical Engine için geliştirdikleri ardışık hesaplama yöntemleri ile de yazılımın temelini atmış oluyorlar. Ve işte bundan sonra dünyayı değiştirecek olan gelişmeler başlıyor.  O hepimizin fotoğrafını...

Big Brother: İnternet

İnternet artık sosyal, bireysel ve iş hayatımız için vazgeçilmezin ötesinde bir zorunluluk. Global Dijital Rapor (Global Digital Report) 2018 yılında dünya üzerinde internet kullanıcı sayısını 4.021 milyar, sosyal medya kullanıcı sayısını ise 3.196 milyar olarak açıkladı. Dünya nüfusunun ise 7,6 milyar olduğunu söylemekte fayda var. Bizler de Türkiye’de internet kullanan bireylerin oranı olan %66,8’lik (TÜİK) dilimin içerisindeyiz. Her gün internet kullanırken kendimizle ilgili bilgileri, ilgi alanlarımızı, kimliğimizi açığa çıkartmış ve gizliliğimizi azaltmış oluyoruz. Sadece sosyal medya değil internette paylaştığımız her bilgi, beğenilerimiz, girdiğimiz siteler, alışverişlerimiz gibi dijital olan tüm eylemlerimiz dijital ayak izimizi oluşturuyor. İnternette bıraktığımız izler ise uzun bir süre kalıyor ve açığa çıkan her bilgimizin finansal bir değeri var. Bu bilgiler haberimiz olmadan üçüncü partiler ile paylaşılıyor, satılıyor. Sadece dijital ayak izini toplama amacı ile ge...