Ana içeriğe atla

Kurumsal Çözümlerin Sosyal Dönüşümü

Akıllı telefonlar ve sosyal medya uygulamaları, özellikle son yıllarda son derece ivmelenen teknolojik gelişmeler sonucu hayatımızın değişmez bir parçası haline geldi. 

Yakın gelecekte hayatımıza girecek yeni teknolojiler ise cihaz bağımlılığımızı daha da arttıracak gibi görünüyor. IoT uygulamalarının artışıyla birlikle ellerimizle yaptığımız birçok işi, sesimizi ve görüntümüzü algılayan cihazlar aracılığıyla gerçekleştirecek, yerinde kontrol ettiğimiz durumları sensörlere bağlı akıllı sistemlere bırakacağız. Virtual reality ve augmented reality (sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik) sistemlerinin gelişmesiyle birlikte eğlence anlayışımız bile dijitalleşecek. 

Gelişen teknolojik altyapı ile basit ve eğlenceli hale getirilen uygulamalar gün geçtikçe daha fazla kişiye ulaşıyor. TÜİK verilerine göre 16-74 yaş grubundaki bireylerin 2016 ve 2017 yılları arasında bilgisayar kullanımı %54,9’dan %56,6’ya, internet kullanımı ise %61,2’den %66,8’e yükseldi. Aynı araştırmaya göre aynı dönemde evden internet erişim imkanına sahip olma oranı %4,4 arttı. 

Dijital pazarlama ajansı We Are Social’ın Hootsuite ile ortaklaşa hazırladığı “Digital in 2017 Overview” raporuna göre: 
  • Dünyanın yarısından fazlası artık en az 1 adet akıllı telefon kullanıyor. 
  • Dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisi en az bir cep telefonu sahibi. 
  • Dünya genelinde web trafiğinin yarısından fazlası artık cep telefonundan geliyor. 
  • Dünyanın dört bir yanındaki mobil bağlantıların yarısından çoğu artık “genişbant” 
  • Dünya nüfusunun beşte birinden fazlası son 30 gün içinde dijital ortamda alışveriş yaptı. 

Artan cihaz bağlılığımızla beraber iletişim şeklimiz de ciddi oranda değişti. Sadece teknolojiyle büyüyen yeni nesil değil, üst yaş gruplarındaki kişilerde de sosyal medya kullanımı ciddi oranda artış gösteriyor. “Digital in 2017 Overview”ın Türkiye verilerine göre 2016 yılında internet kullanıcı sayısı %4, aktif sosyal medya kullanıcı sayısı %14 ve sosyal medyayı mobilden kullanan kişi sayısı %17 arttı. 

Sadece serbest zamanlarımızda değil, gün boyu sık sık telefonlarımızı kontrol ediyoruz. Deloitte tarafından gerçekleştirilen Global Mobil Kullanıcı Araştırması’na göre Avrupa’da 78 ile 48 arasında olan telefona bakma sayısı, Türkiye’de bunun 1.5 katını aşıyor. Telefona bakmanın sebepleri arasında ilk üç sırayı yüzde 51 ile saate bakmak, yüzde 46 ile sosyal medya bildirimlerini kontrol etmek ve yüzde 33 ile anlık mesaj uygulamalarını kontrol etmek alıyor. 

Peki sosyal medya neden bu kadar çekici? En yüksek derecede paylaşımın gerçekleştiği bu platformları 5 başlıkta inceleyebiliriz: 

  1. Katılımcılar: Sosyal medya katılımcıları cesaretlendirir ve ilgili olan her bir kullanıcıdan geri bildirim alır. 
  2. Açıklık: En çok sosyal medya servisleri geri bildirime ve katılımcılara açıktır. Bu servisler oylama, yorum ve bilgi paylaşımı gibi konularda cesaret aşılarlar. Bunlar çok nadir ulaşıma yönelik engeller koyarlar. 
  3. Konuşma: Geleneksel medya yayına ilişkin iken (içerik aktarımı ya da dinleyiciye bilgi ulaşımı), sosyal medya iki yönlü konuşmaya olanak tanıması bakımından daha çekicidir. 
  4. Toplum: Sosyal medya topluluklara çabuk ve etkili bir oluşum için izin verir. Topluluklar da böylece sevdikleri fotoğraf, politik değerler, favori TV şovları gibi ilgili oldukları şeyleri paylaşırlar. 
  5. Bağlantılılık: Sosyal medyanın çoğu türü, bağlantılı işler gerçekleştirir; diğer siteler, araştırmalar ve insanların ilgili oldukları herhangi bir konuda link verilmesine olanak tanır. 

Kurumsal çözümler de günlük hayatımızdaki dijital mobilleşmeye kayıtsız kalamıyor. Bilgiye her an her yerde ulaşma ihtiyacına cevap veren uygulamalar deyim yerindeyse elimiz ayağımız olmuş durumda. Yeni uygulamalar ve cihazlar son kullanıcı odaklı bir gelişim gösteriyor. Günden güne daha basit, daha kullanışlı ve daha şık uygulamaları kullanan son kullanıcılarda, iş uygulamalarının da aynı yönde gelişmeler göstermesi beklentisi oluşuyor. 

İş uygulamalarının basit ve kullanışlı olmasının yanı sıra, çalışanlar arasında hızlı ve esnek bir yapıda iletişime açık olması da çok kritik seviyede önem taşıyor. Mail ve masaüstü bilgisayar odaklı kurumsal uygulamalar yerini çoktan mobil uygulamalara ve akıllı iş zekası sistemlerine bıraktı. Mobilleşen çalışma şekli ile birlikte cihaz ve yer bağımsız uygulamalar iş hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Kullanıcı alışkanlığı, esnek paylaşım yapısı ve düşük maliyetleri sebebiyle sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları da iş hayatımızın önemli bir parçası haline geldi.

Şirketler pazarlama ve marka bilinirliğini arttırmanın yanı sıra çalışanlarının dijital ortamda bir araya gelmesini sağlamak için de sosyal medya uygulamalarını sıklıkla kullanıyor. Ancak bu uygulamalar kurum içi gizlilik, yönetilebilirlik, özelleştirme ve mevcut iş uygulamalarına entegrasyon konularında sınıfta kalıyor. Burada imdada kurumlara özel geliştirilen ve uyarlanan kurumsal sosyal ağ uygulamaları yetişiyor. 

Sayıları ve kaliteleri günden güne artan kurumsal sosyal ağ uygulamaları iş odaklı çözümleri sosyal
medyanın esnekliğiyle birleştiriyor. Bu uygulamalarla birlikte kurumlar sosyal ağ uygulamalarının içerdiği mesajlaşma, konu özelinde gruplar, hızlı ve dinamik paylaşım ve kişiselleştirilebilen profillere ek olarak, işletmeye özel iş listeleri, proje grupları, özel hazırlanmış raporların otomatik bildirimi ve e-learning bilgi bankaları gibi özelliklere sahip oluyor. 

Kurumsal sosyal ağ, kurumlar için daha güvenli, daha yönetilebilir ve sürdürülebilir bir iletişim ağı; Çalışanlar açısından daha eğlenceli, daha kolay ve daha serbest dijital bir çalışma ortamı için vazgeçilmez. 

Tüm bu veriler ve gereksinimler ışığında kurumlara özel olarak geliştirdiğimiz sosyal ağ uygulamamız PanoramaSocial kurumların iş yapma şekillerine yeni bir bakış açısı getiriyor. PanoramaSocial bir sosyal ağ uygulamasının tüm özelliklerini taşırken kurumların güvenlilik/gizlilik unsurlarına da uyum sağlıyor.
İş odaklı sosyal ağ uygulaması PanoramaSocial ile iş süreçlerinizi iletişim odaklı bir ortamda devam ettirerek günümüz iletişim ağına ayak uydurabilir ve iş takibinizi kolaylaştırabilirsiniz. PanoramaSocial yarattığı sanal ofis ortamı ile birbirinden uzakta çalışan kişilerin sürekli iletişimine çözüm sunuyor. Kurumsal Sosyal Ağ Uygulaması PanoramaSocial'ın tüm yetkinliklerine ulaşmak için tıklayabilirsiniz.

Dünya hızla değişiyor, ya siz? 

Yazar: İsmet Alkan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UML ve Modelleme – Bölüm 4 (Class (Sınıf) Diyagramları)

Bir önceki makalemizde UML modellemede kullanılan ilk diyagram olan Use Case diyagramını incelemiştik. Bu makalemizde nesne tabanlı programlamada kullanılan sınıflar ve sınıfların arasındaki ilişkileri modelleyebileceğimiz diyagramlar olan Class(Sınıf) diyagramlarını inceleyeceğiz. UML’de sınıflar, nesne tabanlı programlama mantığı ile tasarlanmıştır. Sınıf diyagramının amacı bir model içerisinde sınıfların tasvir edilmesidir. Nesne tabanlı uygulamada, sınıfların kendi özellikleri (üye değişkenler), işlevleri (üye fonksiyonlar) ve diğer sınıflarla ilişkileri bulunmaktadır. UML’de sınıf diyagramlarının genel gösterimi aşağıdaki gibidir. Şekil 1. Class Diyagram Şekil1’de görüldüğü üzere bir dikdörtgeni 3 parçaya bölüyoruz. En üst bölüm sınıf adını, orta kısım özellik listesini (üye değişkenler) ve en son kısım, işlev listesini (üye fonksiyonlar) göstermektedir. Çoğu diyagramlarda alt iki bölüm çıkarılır. Genelde tüm özellik ve işlevler gösterilmemektedir. Ama

Yazılım Maliyet Tahmineleme Tecrübeleri

Yazılım mühendisliğinde maliyet hesabı her zaman problem olmuştur. "Bu iş kaç Adam/Gün tutar?" sorusuyla sıkça karşılaşıyoruz. Adam/gün veya Adam/ay ölçütleri bir kaynağın/kişinin belirtilen zaman dilimindeki iş gücü anlamına gelir. Tabi bu noktada yine kafa karışıklıkları başlar. 6 A/G'lik bir işi hızlandıralım diye 2 kişi ile yapmaya çalışsak ve kaynak/kod, modül, altyapı, insan vb. her bir şeyi bir kenara bıraksak, matematiksel basit formülle 6/2=3 A/G'de biter? Gerçek hayat böyle değil, öncelikle bunu anlamamız lazım. Hep şu örnek verilir; "Aynı bebeği 2 kadın birlikte daha kısa sürede doğurur mu?" Eğer bunun cevabı "Evet" ise (veya bir gün böyle bir durum ortaya çıkarsa), yazımı değiştirmem gerekecek:) Mevzu gerçekten derin...Maliyet hesabı; bulunduğunuz firmanın yazılım süreçlerini hangi methodlarla uyguladığına, ilgili işin o dönemdeki aciliyetine, (şirket yönetiminin baskısına:)) vb. bir çok duruma bağlı olabilir. Örneğin; bizim firmada e

UML ve Modelleme – Bölüm 3 (Use Case Diyagramlar)

Önceki iki makalemizde ( 1 , 2 ) UML’e genel olarak değinip ve modellemede kullanacağımız dokuz diyagram hakkında bilgiler vermiştik. Bu makalemizde Use Case diyagramından detaylı bahsedeceğiz. Öncelikle, genel Use case diyagramının tanımını hatırlayalım. “Bir kullanıcı ve bir sistem arasındaki etkileşimi anlatan senaryo topluluğudur.” Ivar Jacobson Senaryo tanımı için der ki: “Aktörle sistem arasında gerçekleştirilen, sonucunda aktöre farkedilir getirisi/ faydası oluşan etkileşimli diyalogdur. ” UML Use Case Diyagramları  sistemin işlevselliğini açıklamak amacıyla kullanılır. Sistemin birbirinden ayrı özelliklerinin detaylarını göstermekten ziyade, Use Case Diyagramlar, tüm mevcut işlevselliği göstermek için kullanılabilir. Buradaki en önemli noktalardan biri,   Use Case Diyagramlar temelde sequence diyagram ve akış diyagramlarından farklıdır. Use Case diyagramlar dört ana elemandan oluşmaktadır. Aktörler , Sistem (Proje kapsamını belirtir) , Use Caseler ve bunlar ara